şair, yazar, ressam
Yaşam Öyküsü
Haziran 1941’de Çanakkale’nin Yenice
ilçesinde doğdu. Tarihçi Yusuf Kemal Tengirşenk, yazar Safiye Erol ve ilk kadın
yargıçlardan Süreyya Erol, tiyatro sanatçısı Haldun Dormen baba tarafından
akrabalarıdır. Cemal Süreya'nın günlüklerinde kendi yakıştırması olan “Dük
Cebeci” takma ismiyle sık sık söz ettiği Elâzığ eski Vali Yardımcısı Ercüment
Gençer’in eşidir.
İlk ve ortaöğrenimini babasının görevi nedeniyle
yurdun farklı yerlerinde okumak zorunda kaldı. 1959 yılında Manisa Kız Meslek
lisesinden mezun oldu. 1964 senesinde Unicef ile Sağlık Bakanlığı’nın
düzenledikleri bir yıllık bir eğitime katıldıktan sonra İzmir Karşıyaka çocuk
yuvasında çalışmaya başladı.
Öykü, şiir ve denemeleri 2000 yılından itibaren Güzel
Yazılar, Türk dili, Şiir Ülkesi, Simge Bahar, Şair Çıkmazı, Hayal ve Kar
dergileri ile Cumhuriyet gazetesinde yayımlanmaya başlar.
İlk öykü kitabı “Canım Sıkılıyor” 2010 yılında
okuyucusuyla buluşur. Kitabın açılış öyküsü
“Masa” da 1980’lerde sanat ve kültür üzerine edilen hararetli sohbetleri, memleket
meselelerinin masaya yatırılıp tartışıldığı entelektüel tartışma ortamlarını anlattı.
“Sanatla, şiirle ilgili konularda ayrışmaların, tartışmaların olabilmesine
karşın ülke sorunlarına yaklaşımların örtüştüğü yani bugünkü bölünmüşlüğün
yaşanmadığı masalar… Çekilen acılar, işkenceler, sürgünler, ülkenin gidişatı
hepsinin ortak kaygılarıydı. O günlerde konuşulanların bir bir gerçekleştiğine
tanık oldukça öngörülerine saygım daha da artıyor.”[1]
Dönemin
aydın ve sanatçılarından, Edip Cansever, Fethi Naci, Asım Bezirci, Cemal
Süreya, Vedat Günyol, Ahmet Miskioğlu gibi isimlerin dahil olduğu bu sohbetlere
kendisi de bizzat katılır, Turgut Uyar’dan şiirler okurdu. “Ben Turgut
Uyar’dan şiirler okudukça da ikinci yeni tartışması alevlenirdi. Sonunda bir
gece Asım Bezirci gülerek “Sen hiç büyümeyecek bir çocuksun. Tamam, ikinci
yeniye söz yok, Turgut Uyar da büyük şair” diyerek beni susturmuştu”[2]
Kitabının, yaşamla ve kendisiyle bir hesaplaşma olup olmadığıyla ilgili bir soruya: “Hesaplaşmadan öte öykü kahramanlarının dilinde ağıtlaşan bir geç kalmışlık çığlığıdır. Bataklığın üstünde bir kuşun son kanat çırpınışları, cam gibi incecik buz üstünde yürüyüp geçilmiş ürpertilerin dışa vuruluşudur. İçsel kâsemde çok birikmiş, çok beklemiş düşlerimin bilinçaltı dalgalarının vurduğu kıyıdır.” [3
İkinci öykü kitabı “Anlatırsam Belki Geçer’i 2012’de
yayımlayan yazar, Cemal Süreya Kültür Sanat Derneği etkinlikleri çerçevesinde
düzenlenen imza gününde Barış Manço Kültür Merkezi’nde “Çöl yürüyor, hukuk
çürüyor, Sokrates uyarıyor.” adlı bir gösteri de sundu. Gösteriyi, Sait Maden, Hasan
Hüseyin Korkmazgil’in şiirleri ile Turhan Oflazoğlu’nun “Sokrates Savunuyor” oyunundan
alıntılarla kurgulayan yazar, fuayede kitap için yarattığı yağlı boya, kara
kalem resimlerini sergiledi.
Ödeyemedik ve çoğalan bir borcun altında kalmış gibi eziliyor, sonundaki iflası düşünüyorsun. Sanki toplum, notaları bile doğru dürüst tanımayan bir şefin yönettiği kakofonik bir orkestra eşliğinde perde arası yaşıyor. Kulaklarını tıkayıp yüreğini bir kenara çekemiyorsun. Hastanelerde, polikliniklerde sıra beklerken sosyal devletin giderek yok olduğundan başlayıp sağlığın nasıl paralı hale geldiğini anlatıyorsun. Karşı çıkan olursa da işi ateşli bir tartışmaya kadar götürebiliyorsun. Öylesine ki doktor içeriden " gürültüyü kesin!" diye uyarıyor. Ne zaman otobüse, gemiye trene binsen, yolculara " Neden elinizde bir kitap, gazete yok? Böyle bomboş giderken sıkılmıyor musunuz? İşte okumayı sevmeyen toplumların elinden her türlü kazanımları böyle kolayca alınır," diye çıkıyorsun. Önüne gelen her yerde, herkese rayından çıkarak kaza geçirmiş bir trende olduklarını ve tünelin ucundaki ışığın da görünmediğini göstermek istiyorsun. Ama ışığın yolu nasıl bulunur? Ayrıca karanlıktan tedirgin olmayan yığınların aradığı senin sözünü ettiğin ışık mıdır? Sana mı kalmıştı bu ödev? Yabancı bir ülkede yaşıyor, yüklendiğin ağırlıkları döke saça sisler arasında yitiyor gibisin. (Anlatırsam Belki Geçer s.86 s.)
2015’te Gezi
direnişçilerine adadığı “Varsın Ölüm Beklesin Bizi” ve geliri Soma’daki bir
kuruluşa gidecek olan “Kömür Yarası” adlı kolajlarla bezediği “Soma Şiirleri
Seçkisi” yayımlandı. Gazete haberleri ve fotoğraflarından
oluşturduğu kolajlarda Silivri davalarına, Gezi direnişine, Soma faciasına ve
çevre sorunlarına değindi. Kadıköy Barış Manço Kültür Merkezi’nde gerçekleşen İmza
gününde, “Karanlığın Kısa Tarihi” adını verdiği bir sergi açtı.
Roman-anlatı türündeki son kitabı olan “Karanlık ‘Sığ’mıyor
Geceye” 2017 yılında yayımlandı. Yazma eylemini bir dışavurum aracı olarak gören
Kıvılcımer: “Evet, yazacaktın elbette. Dönüp dolaşıp kendine
kapanan, bol tekrarlı cümlelerinle belki de hiçbir şeyi tam anlamıyla
anlatamayacaksın. Yine de sıkıla tıkana bilincinin dinmez akışını dile
getirebilmek adına umarsızca uğraşacaksın. Ama sen; Birileri okusun diye değil,
denize son bir şişe bırakmak için değil, birilerinin: ‘Anlatılmamış bir hayat,
hiç yaşanmamıştır.’ dedikleri için de değil, artık başka türlü nasıl
yaşayacağını bilemediğinden, huzursuz ruhunu sağaltmak, yatıştırmak, beynindeki
kapanmayan yaranın irinlerini boşaltmak için yazacaktın! Ha, bir de
vazgeçemediğin kırmızı rujunun, renkli, neşeli, delimsirek görünüşünün
altındaki seni, yani gözlerini içine düşürmüş, kırık bir hiç otu ya da ip
cambazı olarak algıladığın, deşe deşe kevgire çevirdiğin iç dünyanı da anlatmak
isteyeceksin. Belki de asıl derdin bu anlamsız takıntı! Ha öyle tanımışlar, ha
böyle! Hem o şen şakrak halinle hatırlanmak daha da hoş değil miydi?[4]
Yazar, Türkiye Yazarlar Sendikası ile Kadıköy Belediyesi'nin iş birliğiyle 3 Mayıs 2025 düzenlenen “Edebiyat Matineleri” 50. kuruluş yılı kapsamında Haldun Taner ve Edip Cansever’in anıldıkları "Bir Şair, Bir Yazar” etkinliğinde Koray Feyiz ve Bahtiyar Kaymakla birlikte Edip Cansever’den şiirler seslendirmiştir.
Öykü-Anlatı: Canım Sıkılıyor (2010), Anlatırsam Belki Geçer (2012)
Roman-Anlatı: Karanlık ‘Sığ’mıyor Geceye (2017)
Şiir: Varsın Ölüm Beklesin Bizi (2015), Kömür
Yarası-Soma Şiirleri Seçkisi (2016)
[1] https://www.gazetekadikoy.com.tr/kultur-sanat/039siir-okumak-ask-gibi-bir-sey039 erişim: 3 Haziran 2025
[2] https://www.gazetekadikoy.com.tr/kultur-sanat/039siir-okumak-ask-gibi-bir-sey039 erişim: 3
Haziran 2025
[3]https://www.gazetekadikoy.com.tr/kultur-sanat/039siir-okumak-ask-gibi-bir-sey039
erişim: 3 Haziran 2025
[4] Karanlık ‘Sığ’mıyor Geceye, Artshop Yay, 2017, İstanbul